Gelişen dünya, Covid-19, nesiller arası farklılıklar, ekonomik belirsizlikler gibi birçok sebeple her alanda yeni bir bakış açısı olduğu gibi liderlik kavramı ve içeriği de değişiklik gösteriyor. Peki, iş hayatındaki bu yeni dönemde liderler nasıl başarılı olabilirler?
"CEO'ların hızla değişen dünyaya uyum sağlayabilmeleri için açık fikirli olmaları ve işe bol miktarda duygusal zeka getirmeleri gerekiyor."
PepsiCo'da 24 yıl görev yapmış olan Indra Nooye'un bu sözleri yeni dönemde liderliğin kısa bir özeti gibi aslında.
Liderler son dönemde devamlı değişen koşullara kısa sürede adapte olabilmeli; yeri geldiğinde ünvanlarını bir kenara bırakmayı başararak her daim kendini ve çevreyi sorgulamalı, yeniliklere, görüşlere açık olmalılar. Geçmiş dönemlerde eğitim, deneyim, yaş gibi faktörler saygı duyulmak ve liderliğin kabulu için yeterliyken artık yeni jenerasyonlar için bunlar tek başına yeterli değilmiş gibi görünüyor. Otoriter, emirler yağdırılan, baskıcı, dışarıdan gelen fikirlere kapalı, fikirlerin ünvana göre değerlendirildiği liderlik tipinin oldukça geçmişte kaldığı görülüyor.
Liderler için ekibinin beklentilerini anlamak, onları tanımak, yetkinliklerini doğru yönlendirerek, geleceğe yönelik somut bir hedef sunarak önlerini açmak oldukça önemli. Ayrıca çalışanların beklentileri göz önüne alındığında rekabetten korkmak yerine yeni liderler yetiştirebilen liderler büyük bir fark yaratacaktır.
Araştırmalara göre yeni nesil liderlerin şeffaf, dürüst ve iyi iletişimciler olması gerekiyor. Geçmişte, mesafelerin olduğu iletişimler kuran liderlerin yerini ulaşılabilir liderler alıyor. Liderler zaman zaman duygularını ve endişelerini paylaşarak güven ve dürüstlük ortamı yakalamayı başarmalı. Şeffaf bilgi paylaşımı yapan liderler çalışanların kendini önemli hissetmesini sağlıyor, ortak bir hedefte buluşmayı kolaylaştırıyor ve daha kuvvetli bir ekip ruhu yakalamayı başarıyorlar.
Peter Drucker'ın “Geçmişin lideri, nasıl anlatacağını bilen biriydi. Geleceğin lideri, sormayı bilen kişi olacaktır” sözü ise yeni dönem liderlik için kilit bir bakış açısı diyebiliriz. Bugün de geçmişte de liderlerin yüksek bir hitabet yetenekleri olması beklenir. Fakat artık sadece anlatan, her konuda uzun fikirler beyan eden liderlerin yerini soru sormayı ve dinlemeyi başaran liderler alıyor. Problemi görmek ve çözümü üretebilmek için yöneltilen doğru sorulara verilen doğru cevaplarla performansın ve verimin arttığı gözlenmekte. Modern liderler için soru sorma tekniklerinin öğrenilmesi büyük önem taşımaktadır.
Geleneksel zihniyetten uzaklaşıp modern liderliğe adapte olmak zaman alacak hatta sancılı geçecek olsa da günümüz iş dünyası için modern bakış açılarına ayak uydurabilmek bir ihtiyaç. Geleneksel liderliği destekleyen şirketler ise modern liderliği teşvik eden firmaların gerisinde kalacak gibi görünüyor.